Botoks / Dolgu



Yaşlanma ile birlikte cildimiz cilt altı yağ dokusunu kaybetmektedir. Elastikiyetini de kaybetmesi sebebiyle cilt incelir, çizgilenmeler artar. Yer çekimi etkisi ile yüzümüzdeki yağ pedleri aşağıya doğru yer değiştirir ve göz altında çökmeler, çene hattında Bulldog görüntüsü dediğimiz çukurlar ortaya çıkar.

Yaşlanma süreci kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Genetik faktörler, stres maruziyeti, beslenme şekli ve UV ışınları sürecin gidişatını belirler. Düzenli güneş koruyucu krem kullanmak, sigara içmemek, dengeli beslenmek, hızlı kilo kayıpları yaşamamak yaşlanmayı geciktirmemiz için yapmamız gerekenlerden bazılarıdır.

Yüzümüzdeki çizgilenme artışı mimik kullanma sıklığımızla doğru orantılıdır. Bu sebeple çizgilerin yok edilmesi için çizgiler yerleşmeden botoks enjeksiyonlarına başlamak gerekmektedir. Botoks ( botulinium toksin) kas kasılmasını engelleyen bir toksindir ve mimikleri azalttığı için çizgilerin oluşmasına engel olmaktadır. Etkinliği 6 ay civarında sürmektedir.

Yaşlanma ile birlikte yüzümüzdeki yağ pedleri yer çekimi etkisi ile aşağıya doğru yer değiştirmektedir. Volüm kaybı da yaşlanmanın önemli etkilerinden biridir. Dolgu uygulamaları bu yer değiştiren ya da kaybolan yağ planlarını doldurarak yüzün genç görünmesini hedefler. Dolgu olarak hyalüronik asit ya da otolog yağ greftleri kullanılmaktadır. Hyalüronik asit enjeksiyonları poliklinik şartlarında yapılır ve kalıcılığı 12-18 ay civarındadır.

Otolog yağ grefti transferi ise kişinin kendi vücudundan alınan yağın yüzüne nakledilmesi işlemidir. En sık göbek ve bacak bölgesinden alınır ve özel aletler kullanılarak inceltildikten sonra dolgu maddesi sıvılığına ulaşınca yüze enjekte edilir. Bu işlem için genel anestezi gerekir. Yapılan transferin kalıcılığı yaş ve metabolizma hızına göre değişir. Genç yaşlarda kalıcılık oranı daha düşükken, artık ani kilo alıp vermenin olmadığı özellikle menopoz sonrasındaki dönemde hayat boyu kalıcılık oranı %40lardadır. Tekrarlayan transferlerle kalıcılık oranı yükselmektedir.